Said Bey'in Kadıköy'den kızı Fatma Semiramis Kocainan'a gönderdiği mektup
Files
File Description SizeFormat 
AFMSBTDOC027.jpg713.89 KBJPEG
AFMSBTDOC027A1.jpg718.42 KBJPEG
AFMSBTDOC027A2.jpg712.72 KBJPEG
Title
Said Bey'in Kadıköy'den kızı Fatma Semiramis Kocainan'a gönderdiği mektup
Creator
Said Tez
Description
Mektupta "Kadıköy, 14 Eylül 927/Anam babam evladım; (Güzel anneciğim), (zarif babacığım), (canım Müzdanım) diye yazdığın 10 Eylül tarihli mektubunda hepimize söylediğin tatlı lakırdılar içimizi açtı. İlyas Bey'in evine sizi götürdüğü, gazinoya ve... her şeye pek imrendim. Aferin ona. Sizin eğlendiklerinizi haber aldıkça biz de eğleniyoruz. Ve iyi bil ki Semi’ciğim benim içun en büyük eğlence odur. Artık hayatta çok şeyden neşe alamıyorum. Burada Mühürdar falan kapandı. Beş tenha gazinonun deniz üstündeki masalarında annenle oturup melul ve mahzun denizin kararmasına bakarak dönüyoruz. Hani Semiramis'im, hani Güzin'im, Nesrin'im, Cemil'im? Onların koşup gelmesini, oynamasını görmemek beni pek mahzun ediyor. Belli etmemek istiyorum ama… Hele yemekten sonra yan odada oturdukça Nesrin'im’in gramofonu kurması, Güzin'im’in zıplaması, Cemilim’in minder üstüne uzanması… Ruhuma ne derece azap verip boşluk olduğunu tasavvur edemezsin. Bu sabah yine büyük balkonda kahvemizi içiyorduk. Deniz hamamına gitmenizi gözlerim aradı. Ah, hanıma söyledim. ‘Ne oluyorsun, elhamdülillah onlar afiyetteler. Hoş vakit geçiriyorlar. Mesud hayattalar. Şükredelim, sevinelim.’ dedi. Düşündüm. Müteselli oldum. Bu sıra gece on bire doğru Vehbi Ağabey hanımla beni iskele tarafına [...] götürüyor. Tuna’dan [...]. Bülend de bizimle gelir. Hakkı sabahları 6 buçukta kalkdığı içun erkenden yatıyor. Geçen hafta ve dün akşam sinemaya gittik. Salı günleri halk günü ama adet olmuş bütün Kadıköy kibarı, büyük tuvaletleri hep o gün gidiyorlar. Dehşetli kalabalık oluyor. Ahali geri dönüyor. Biz gündüzden loca aldığımız halde güç buluyoruz. Eskisi gibi değil, komikler ve büyük piyesler şimdi güzel intihab olunuyor. Benden mektup az aldığını söyleyerek şikayet ediyorsun. Hakkın var kızım. Benim artık çokluk kusuruma bakmayınız. Çok zaman yazacağım dediğim halde sersem sersem dolaşıyorum. Bir şey yapmadan yatağıma uzanıyorum. Annenle birkaç el tavla ve iskambil oynamasak bütün vaktimi uyku ile geçireceğim. Bu mektubuna ilave bir kağıt koyarak [...] gönderdiğinizi yazıyorsun. Dün gece Müzdan’a bir kağıdın geldi onda da yazıyorsun; halbuki [...] daha gelmedi. Ben dün Galata’ya yazıhaneye gittim. Mehmed Ağa’nın haberi yok. Gelirse Kadıköyü’ne getirecek ama, vakit geçiyor. Şişli’ye ineceğiz onu bekliyoruz. Yarın yine gidip soracağım. Bugün eylülün on dördü. Bundan sonra sizin eşya da gelecek. Günler süratle geçiyor. Nemlizadeler evi kiralayacaklardı: Mühürdar Gazinosu'nun yanında oturan Nemlizade Cemal Bey'le görüştüm. Altmış liraya vermedi. Yetmiş lira istedi dedi. Gitmişler başka ev tutmuşlar. Ev sahibi madam böyle yapıyorsa demek (hazır altmış lirayı alacağım ya) diye kiraya vermeğe çalışmıyor. Her halde müsaraat göstermediği muhakkak. Çünki biz altmış liraya oturduğumuz halde hiç olmazsa kontratımızın müddeti bitinceye kadar altmış liraya başkasına vermesi lazımdı. Acaba mahsus mu yapıyor? Kaç günden beri gaib iken dün akşam yediye doğru Sami Beg çıkageldi. Kağıdlarımla uğraşıyorum. Bugünlerde muhakkak gideceğim diyor. Nihayet karar verdi. Bir gün gelip bizde içip içip serhoş olacakmış, öylece trene binecekmiş. Kendisine anlattık ki Mehmed Ağa Hayri Bey’in paltosunu getirdi bıraktı. Bir de Hayri Bey'e Said Efendi’den mektub var onları götürecekmiş. Peki götürürüm diyor. Yemekten sonra Beyoğlu’na gidiyorum diye yine çıkdı gitti. Bu hususta malumatımız bundan ibaret. Fakat yolladığınız paranın yigirmi beş lirasını almadı. Hanım da duruldu. İki gözüm Ziya’cığım ne yapıyor. Bu sefer ayrılığımız uzadı. Kendisini böyle iki üç ay görmediğim olmamıştı. Ziyadesiyle göreceğim geldi. Benim muhabbetli, gül yüzlü, tatlı damadım. Hem arkadaşım. Allah onu var etsin. Mesud etsin. Benim tarafımdan öp. Selamlar söyle. Güzinim’in, Nesrinim’in, Cemilim’in yanaklarından öperim. Senin keza. Hepinizi kokluyorum. Kokunuz burnumdan gitmiyor. Annenize sordum selam yazayım mı? dedim. (Ben de mektub yazacağım) diye cevab verdi. Müzdan, Bülend uyuyor. Vehbi keza. Baban Said." yazılı.
Issue Date
1927-09-14
Language
Ottoman Turkish
Subject
Location
SALT Research
URI
https://archives.saltresearch.org/handle/123456789/32533
Collections
Type
Format
13,5-21,2 cm, Handwritten
Number of Scanned Documents
3
Identifier
AFMSBTDOC027
Rights
Open Access
Accrual Method
Donation

RIGHTS STATEMENT

Salt is a partner of Flickr Commons. All visual materials within Flickr Commons and digitized by Salt Research which are accessible via saltresearch.org are shared under the Creative Commons license:

This material is provided solely for the purpose of individual research. It can be used under Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International (CC BY-NC-ND 4.0) license. The terms specified hereunder:

• The creator or the licensor of the work should be stated in all copies,
• Copies of documents, or documents created from copies can not be used commercially,
• Documents can not be remixed, transformed or built upon.

For each use, credits should be given as stated in the record.
(e.g. Salt Research, Harika-Kemali Söylemezoğlu Archive)

For any rights requests outside of personal research purposes, please contact Salt Research via salt.research@saltonline.org