Title
Said Bey'in Kadıköy'den kızı Fatma Semiramis'e gönderdiği mektup
Creator
Said Tez
Description
Mektupta "Kadıköy, 28 Ağustos 927/Canımın içi Semi’ciğim; Evladlarımdan mektub gelmeyeli kaç gün oldu diye düşünürken evvelki akşam mektubun gelmez mi. Bilsen ne kadar sevindim. Annen, ben, Hakkı, hepimiz acele acele okuduk. Evin içinde hepimiz pür-neşe! Güzin’den de aynı zamanda Müzdan’a bir mektub geldi, Güzin ve Nesrin sık sık yazıyorlar. Müzdan hele daima onlardan türlü kağıtlar ve kartpostallar alıyor. Aferin, çok hoşuma gitti. Ben gönlümün istediği gibi her gün her gün yazamıyorum. Kusuruma bakmayınız evladım. Halim ma’lum, ihtiyarlığıma veriniz. Cemil’ciğimin bu seferki mektubda yazıları var, bayıldık. Ah iki gözüm evladım. Beni sık sık hatırlıyor mu? Dün burada pek sıcak idi. İstanbul’a inmek mecburiyetinde idim. Çok yoruldum. Akşam Mühürdar’a ve gece vapur iskelesindeki dondurmacıya Hayri’ye ben beyaz gömlekle, boyun bağsız, ceketsiz gittim. Annen ve Vehbi de beraber idi. Bu sabah hava serin iyi. Vehbi dört beş gün evvel geldi. Bir ay mezuniyet almış. Birkaç kömür işi içun Ankara’ya gelecekmiş fakat günü daha kendisi de tenbih etmedi. Bugünlerde gelir. Ben ona tenbih ettim “Sakın gece yanına Semiramis’e gitme Hayri Beyle beraber oturuyorlar yerleri yok dedim.” “Elbette, otelde kaldım. Onları rahatsız etmem.” dedi. Burada aşağıda senin salon yaptığın odada yatıyor. Biz eşyayı yemek odasının yanındaki oturma odasına götürdük. Orasını misafir odası yaptık. Bazı akşam güneş batarken seyretmek içun annenle Mühürdar'a gidip yemek zamanına kadar oturuyoruz. Geceleri gitmiyoruz. Ben [...] almalıyım. Zarfa [...] gidemiyorum. Yolanda bir hafta burada Müzdan’ın yanından ayrılmıyor. Onlar heman her akşam Moda tarafına filan beraber gidip dolaşıyorlar. Bülend Samsun’dan geçen Perşembe günü geldi. Telgraf aldık. Müzdan ile [...] gittik. (Cumhuriyet) Vapuru saat 11’de [...] yanaştı. Hakkı da oraya geldi vapura girdik. Dehşetli galabalık idi. Sadiye ile ikisini Sırrı Bey bir adama teslim etmiş, terbiyeli biri. Tüccar imiş. Evinden aldı, ben de koca bisikletli var. Öğrenmiş, her gün bahçede komşu evlerin oğlu ve [...] binip duruyorlar. Biz bir haftaya kadar Şişli’ye inmek niyetindeyiz. Mehmed Efendi’yi bulacağım. Yalnız bizim yataklarımız o gün gelirse bizimle beraber götürürsün. Sonra ardımızdan beş on güne takside gelip bizde eşyaları da alıp Şişli’ye nakletmesini söyleyeceğiz. Yemek masası, sandalye birkaç şeyin burada satılmasını tenbih etmiştik, lakin burada satmak mümkün değil. Kimse on para vermiyor. Götürüp orada satacak. Sana heman [gittiğimizde] yazarız. Ziya’cığım da oradan Said Bey’e emir verecekmiş, versin de bizim evin üst katından [...]kiradaki eve [...] gelib yaptırıversin. Eşyalarınızı kiracıdan müsaade isteyib [...] ve onlara aid merdivenlerden çıkaracağız. Bir evi hala kiralamak mümkün olmadı. [Gali] zadelerden [M...] Hanımla gezdiler. Beğendiler. Fakat pahalı diyorlar. Ev sahibi madam yine sordurdu. Ne vakit teslim edeceksiniz diye. Ben Eylül içinde gidiyoruz, Teşrin-i Evvel ibtidaisinden itibaren kiraya verebilir” dedim. Ama daha tutamadık. [K...] madam kendisi bir başka madam getirdi [kendi] verdi ben de görmüştüm. [Manastır ...] adama vermek istemem diyor. Tabii hakkı da var. Son mektubunda madamın bize gönderdiği kart ayinenin üstüne [s..dır].Gayb olmasın demişsin. Lakin ben evde kartı bulamadım. Ev temizlenirken atılmış. Maamafih onun bir faidesini göremiyorum. Çünkü Madam Bodoi bize (ben Teşrin-i Evvelin başında vermek üzere kiracı aradım. Siz de arayınız, bulunuz dedi. Ev yalnız kendi haberi olmadan verilmesini istemiyor. Biz de bizim dahi bilemediğimizi ve türlü [...] getireceği adamlara evi gezdirib rahatsız olmamazı istiyormuş. Bununla beraber şu birkaç ay zarfında kiraya verilemez ise kontrattan dolayı Ziya Bey’e beyhude masraf [t...] etmemek içun annen komşu Fransızla Madam Bodoi’ye gidib görüşecek. Esbâb-ı mecbure olduğundan Ankara’ya nak etmeniz lazım geldiğini, evin pek pahalı olmasından dolayı tutulmadığını, Ziya Bey’in her ne kadar kontratta yazılı değilse de kendisine (Belki altı ay sonra evi terk ederiz= demiş olmasını söyleyecek. Bakalım ne olur. Avukata falan danışır da Marta kadar Ziya Bey’e aittir diye [....] Ziya Bey’in kendisine bir kağıt yazıb bu işten güzelce bahsetmesi pek münasib olur. Zarfı başka zarfın içinde bana göndersin, ben Madam Bodoi’ye veririm. İçinde bir mektubta güya annen [...] Hayri Bey’e [...] olduğunu yazmıştık. Annen onların cevabını güzelce bildirdi. Bu mektubu dün değil evvelki Cuma yani ayın 19ncu tarihiyle postaya vermiştim. Acaba almadın mı. Bu tarihli mektubtan bahsetmiyorsun. Merak ettim. Annen [...] asla söylememiş. Annecik sana bu mektubunu alıb almadığını yaz. Ziya’mın, senin, torunlarımın hep gözlerinden öperiz. Baban Sa’id." yazılı.
Issue Date
1927-08-28
Language
Ottoman Turkish
Location
SALT Research
URI
https://archives.saltresearch.org/handle/123456789/32532
Collections