Said Bey'in Şişli'den kızı Fatma Semiramis Kocainan'a gönderdiği mektup
DC FieldValueLanguage
dc.provenanceSaid Bey (Tez) ve Ailesi. Arşiv, (Said Bey'in kızının torunu) Hatice Gonnet Bağana tarafından bağışlanmıştır - Said Bey (Tez) and his family. The archive was donated by (the granddaughter of his daughter) Hatice Gonnet Bağana.
dc.creatorSaid Tez
dc.date.accessioned2018-09-09T14:18:24Z-
dc.date.available2018-09-09T14:18:24Z-
dc.date.issued1927-12-31
dc.identifierAFMSBTDOC050
dc.identifier.other83858
dc.identifier.urihttps://archives.saltresearch.org/handle/123456789/31571-
dc.descriptionMektupta "Şişli’den; Cumartesi 31 Kanun-i Evvel 927/Güzel Semiramis’ciğim; Dün akşam 29 Kanun-i Evvel tarihli mektubunuzu aldık. Ne iyi! Bir günde! Zarfın üstündeki yazı Ziya’cığımın yazısı; hoşuma gitti. Baktım baktım, kendisini görmüş gibi oldum. Perşembe hareket edeceğiz. Cuma oradayız diye yazmışsın. Ne sevindik ne sevindik. İnşallah bir mani zuhur etmez. Artık te’hir etmeyiniz. Ne yapıb yapıb geliniz. Bütün aklımız, ruhumuz sizde. Karpiç havadislerine Refik Bey’e gittiğinize, onların size geldiğine vesair havadislere teşekkür ederiz. Cemil’ciğimin yaramazlıklarına sen kızmışsındır ama biz bayıldık. Canım evladıma hasret içindeyiz. Daima gözümüzde. Sami Bey’in Cemil ile kafadarlığına ve ona bakışına pek ziyade memnun olduk. Aferin Sami’ye. Zaten ne kadar kusuru olsa o çocuk temiz kalplidir Allah mesud etsin. Ziya’cığım ve Hayri’ciğim ne alemdeler? Hele Güzin ile Nesrin’den artık mektub gelmez oldu. İkisi ile, hatta üçü ile de kavga edeceğim, yani Mehmed Ali Bey’le de… Galiba bana Nesrin’in kartlarının arkası kesilmesine, her ne kadar razı değilse de sebeb olan o! Gelelim buraya: Hakkı dün sabah saat 08:15'de kalkan tren ile gitti. Sirkeci’ye ben götürdüm. Annen ve Müzdan gelmek istediler lakin biz götürmedik. Zaten Bakiye Hanım ve Halide de bizde idiler. Annen, Halide malum a, çok ağladı. Hala durub durub ağlıyor. Fakat kendi de söylediği vechle bu bir sevinc ağlaması. Zira iftihar edecek şey. Elektrik şirketi Berlin’de AEG, Osram fabrikalarına me’muriyetle gönderiyor. Fevka’l-ade iyi ve teveccühlü kağıdlar yazdı. Çok paralar verdi. Yataklı vagonunu, yemekli biletlerini aldı. Otelini falan hep orada fabrikalar tutacaklar. Bir çok şeyler öğretecekler, en mühim keşfiyatı, burada olmayan makinelerin ve ziyaların envaini gösterecekler. Ve hatta müdir-i umumileri Mösyö Hansesin ifadesine nazaran eline bir de (elektrik mühendisi) şehadetnamesi vereceklermiş. Mösyö Hansen’in ifadesine bakılırsa (Sana artık kimse elinde diploması yok diyemeyecek. Hatta elindeki şehadetname burada şirketimizde başka mühendisde bulunmayacak) diyor. Üç ay sonra avdet edecekmiş. Allah hemen himmet ve muvaffakiyet ihsan etsin. Zaten sene başında itibaren aylığını arttırdılar. Galiba 125 lira yapmışlar. Çünki sene başı ikramiyesini o kadar verdiler. Bir rivayete nazaran 150 lira olmuş. Bakalım. Başlayacak aylıkları ben alacağım o vakt anlarız. Gitmeden bir gece evvel yani perşembe akşamı yemekden sonra arkadaşları geldiler. Hakkı’ya kutu kutu şekerler, çokololar getirdiler. On on beş kişi vardı. Biz de türlü likörler, konyak, pasta ve meyveler aldık. Gece ikiye kadar patırtı gürültü. Fotoğrafiler çıkardılar. Eğlendiler. Ben de annenle ağzımız kulağımızda… İçlerinde! Şimdi her dakika hanım da, ben de Müzdan da (Hakkı acaba nerededir? Ne yapıyordur? Bir varsa da telgrafını alsak) diyub duruyoruz. Giderken Haydarpaşa’da trenin kalkacağı sırada annene ve birer birer sizlere hem selamlar bıraktı. Tekrar tekrar ellerinizi gözlerinizi öptüğünü söyledi. Annen diyor ki: ben Kadıköyü’nden geldiğim sırada yani ayın on beşinde Mehmed Efendi “yatak [m…] Ankara’dan gönderilmiş fakat yazıhaneden imzalı kağıd olmayınca vermiyorlar. Haydarpaşa’da şimendifer anbarında kaldı” dedi. Ben tabii beklemedim Şişli’ye geldim. Sonra ne oldu sandım yok. Sordum. [B…] cevabını verdi. Lakin sonra kendisini bir daha görmedim. İşte annenin şu yazdırdığına nazaran [m…] şimdi trende olduğu bizce malum değil. Acaba size tekrar geldi mi. Yoksa Haydarpaşa’da anbarda mı kaldı. Kuzum Semiciğim bunun çaresine baktır. Salamandra sobasının getirilmesi isabet oldu. Biz yemek odasına bir demir soba koyduk. Pekiyi ısıtıyor. Onu taşlık içun Müzdan istedi. Ben de zorla yazdımdı annen (evladlarım zahmet çekmeden ve mümkün mertebe az masrafla ve az üzülerek gelsinler) diyor. Getireceğin şeyler: senin yorganın ve battaniyen, Cemil’in küçük battaniyesi. Güzin’e ve Nesrin’e birer yorgan ve battaniyeleri. Mehmed Ali Bey’e Hakkı’nın yatağı ve takımı var. Yalnız aşçı başının yatağı da unutmayın. Yatacağınız odada halı yok. İsterseniz iki küçük halı getirin. Yataklara sararsınız. Başka bir şey istemez. Allah’a şükür her şey var. Hepimiz hepinizi öperiz. Hareket haberinizi bekliyoruz. Baban Sa’id." yazıyor.
dc.format12,9-16,9 cm
dc.formatHandwritten
dc.languageOsmanlı Türkçesi - Ottoman Turkish
dc.relation.otherArşivi Parçalamak: Bir Osmanlı Ailesinde Temsil, Kimlik, Hafıza. 21 Ocak-23 Mart 2014 - Dismantling the Archive: Representation, Identity, Memory in an Ottoman Family. 21 January-23 March 2014
dc.rightsOpen Access
dc.titleSaid Bey'in Şişli'den kızı Fatma Semiramis Kocainan'a gönderdiği mektup
dc.typeMektup - Letter
dc.locationSALT Research
dc.catalogedbyEce Zerman
dc.date.cataloged2011-00-00
dc.date.acquisition2011-00-00
dc.format.numberofscans4
dc.format.numberofpages1
dcterms.accrualMethodDonation
CollectionsDocuments
Files
File Description SizeFormat 
AFMSBTDOC050.jpg728.65 KBJPEG
AFMSBTDOC050A1.jpg745.15 KBJPEG
AFMSBTDOC050A2.jpg745.12 KBJPEG
AFMSBTDOC050A3.jpg696.04 KBJPEG