Said Bey'in Ankara'dan karısı Adviye Hanım'a yazdığı mektup
Files
File Description SizeFormat 
AFMSBTDOC033.jpg724.79 KBJPEG
AFMSBTDOC033A1.jpg732.86 KBJPEG
AFMSBTDOC033A2.jpg727.17 KBJPEG
Title
Said Bey'in Ankara'dan karısı Adviye Hanım'a yazdığı mektup
Creator
Said Tez
Description
Mektupta "25 Eylül 927, Pazar, Ankara/Canımın içi 'Adviyye'ciğim; Allah sensiz bırakmasın! Canım kızımın yanındayım, bana iyi bakıyor, o güler tatlı yüzüyle bir büyük gibi etrafımda dönüyor ama gel gör ki, sen bana artık bir ikinci hayat olmuşsun, sen yanımda olmadan yaşayamıyorum. Geldiğim vakt sana yolladığım iki mektubum Kadıköyü'ne gitti. Onları bulmak isterdim. Ne yapdığım hep onlarda yazılı. Hele buraya gelişimiz, bunlara (cuy) diye görünmemiz. Tuhaf ve güzel sürprizler tafsilatıyla birinci kağıtta idi! Hayri Bey zorla odasını bana verdi. Kendisi yukarı ya'ni evin üstünde tavan arası gibi bir oda var oraya çıktı. Nesrin Sa'mi onunla beraber. Aşağıda benim yanımla Güzin yatıyor. Karyolam rahat. oda evin poyraz tarafında, sabahleyn güneş gelmiyor. Daima püfür püfür. Yeni geldiğim vakt birkaç gün sabahları yedide falan kalktım. Şimdi sekiz buçukta kalkıyorum. Beyler sekizde gidiyor. Onları göremiyorum. Öğle ta'amına geliyorlar. Güzin de erkenden kalkıb gidiyor. Ben uyanır uyanmaz Semiramis odama geliyor sabah kahvesi içiyoruz. Tabii' (sabah şerifler olsun 'Adviyye)yi unutmuyorum. Haydar Bey’in hanımının odası diğer tarafta, başka sofa üstünde. Benim odama giden uzun yolun o sofaya bir kapısı var. Ona hiçbir rahatsızlığım olmuyor. Hoş vakit geçiriyorum. Bazı sabah şehre gidup geliyorumum. Akşamları 'ale'l-ekser Vehbi geliyor. Hep beraber gezme yerlerine gidiyoruz. Ba'zı akşam ta'amına bizde kalıyor. Ben Ankara'yı arı gibi dolaştım. Bizimkilerin ve pek çok burada sakin adamların bilmediğini gördüm öğrendim. Yalnız belimi büken bir şey var... O da su maddesi! Sular sabahleyin yediden evvel kesiliyor. Herkes kalktığı vakit su yok! Musluklar kupkuru. Hamam banyo ne güzel. Gel gör ki katre su akmadığı içun bana şöyle bir yıkanmak kısmet olmadı. Banyoyu doldurup saklıyorlar. Sabahları maşrapa ile su döküyorlar yüzümü yarım yırtık yıkıyorum. Öğleden sonra su bir iki saate geliyor. Gündüz uykusundan kalktığım vakit sabunla adamakıllı siliniyorum. Bak anla ne müşkilat. Bazı gece toz toprak içinde geliyoruz musluklarda su yok. Gelelim içecek suya. O da bir dert. Buranın en iyi suları bile kireçli. Bizimkiler gazinonun arazisinden çıkan bir suyu getirtiyorlar. Güya Solfasol suyundan da daha iyi imiş. Fakat o da kireçli. Benim ağzıma koydurmuyorlar. Kapalı şişede Karahisar maden suyu içiyorum. Ziya ve Haydar Bey’ler de mide ve bağırsaktan muzdarib oldukları içun ondan içiyorlar. Her sofrada üç dört şişe gidiyor. Dünya kadar para. Ben gece ve sabahları ve akşamüstleri su içtiğim içun kendim de odama her gün bir iki şişe alıyorum. Masrafı haydi neyse... Fakat tatlı bir iyi suya hasret oldum. Gazinoda ve belediye bahçesinde ne güzel ayran var. [...] içemiyorum ki. Hatta gazoz ve limonata içemiyorum. Üç gün evvel Hakkı'ya, dün Müzdan'a birer mektub yazdım. Tabi sana da yazılmış demektir. Elbet beraber okursunuz. Ben geleli bugün on gün oluyor. Artık bir iki güne kadar döneceğim. Semiramis falan bırakmak istemiyorlar ama ben inşaallah geleceğim. Zira misafirlik kâfi. Hem sen daima gözümün önünde, içimde, kalbimde. Hakkı, Müzdan, Bülend öyle. Fazla gaybubete dayanamayacağım. Bir de orada ne yapıyorsunuz. Paraca sıkıntınız oldu mu pek meraktayım. Bundan sonra birkaç gün mektub almazsan merak etme. Geliyorum demektir. Semiramis işle güçle meşgul. Cemil yaramaz. Bahçede topraklar içinde komşu çocuklarıyla oynuyor. Semiramis her an (Cemil! Cemil!) diye pek üzülüyor. Bir iyi dadı bulsak da göndersek. Burada öyle şey yok. Güzin Nesrin de iyidirler. Ziya Bey’in işi pek ziyade karanlıkta geliyor. Yemekten sonra bitab düşüb yatıyor. Sabahleyn erkenden gidiyor. Bazı öğle ta'amından sonra da bir saat kadar uyuyorlar. Ben boğazıma gayet dikkat ediyorum. Geldim birkaç zaman pehriz yemekler yedim. Şimdi de yine mideme dokunacak öyle abur cubur yemiyorum. Hele bira ile dondurma ağzıma koymuyorum. Fal açıyorum bebek gibi yaşıyorum. Hamd olsun 'afiyetteyim. İnşaallah birkaç güne kadar kavuşuruz. Müzdan'ın, Hakkı'nın, Bülend'in gözlerinden öperim. Sana sarılır, öper, koklarım. Şadiye'ye, Emine'ye selam ederim. Hepiniz Allah'a emanet olunuz. Kocan Said." yazıyor.
Issue Date
1927-09-25
Language
Ottoman Turkish
Location
SALT Research
URI
https://archives.saltresearch.org/handle/123456789/30605
Collections
Type
Format
13,4-21,4 cm, Handwritten
Number of Scanned Documents
3
Identifier
AFMSBTDOC033
Rights
Open Access
Accrual Method
Donation

RIGHTS STATEMENT

Salt is a partner of Flickr Commons. All visual materials within Flickr Commons and digitized by Salt Research which are accessible via saltresearch.org are shared under the Creative Commons license:

This material is provided solely for the purpose of individual research. It can be used under Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International (CC BY-NC-ND 4.0) license. The terms specified hereunder:

• The creator or the licensor of the work should be stated in all copies,
• Copies of documents, or documents created from copies can not be used commercially,
• Documents can not be remixed, transformed or built upon.

For each use, credits should be given as stated in the record.
(e.g. Salt Research, Harika-Kemali Söylemezoğlu Archive)

For any rights requests outside of personal research purposes, please contact Salt Research via salt.research@saltonline.org